Marka hukuku, ülkemizde sınai mülkiyet alanının en dinamik konusunu oluşturmaktadır. 1995 yılındaki mevzuat değişikliğinden sonra hızla gelişmeye başlayan fikri mülkiyet hukuku, 2017 yılındaki Sınai Mülkiyet Kanunu ile yeni bir boyuta taşınmıştır.
Marka hukuku, sınai mülkiyet hukukunun bir alt dalını oluştursa da yarım asra yaklaşan bir zamandır gelişen uygulama ve yapılan her türden çalışmalar sayesinde birçok başlığı ile kendisi bağımsız bir geniş alan haline gelmiştir.
İlk baskısı 2016, ikinci baskısı ise 2019 yılında yapılan bu çalışma özellikle tecavüz niteliği taşıyan fiillere karşı marka hakkının korunmasına odaklanmıştır. Son baskı uzun bir zaman önce tükenmesine rağmen çalışmayı yenileme bugüne nasip olmuştur. Bu kapsamda kitapta sistematik düzenlemeler yapılmış, bazı alt başlıklar yeniden kaleme alınarak eskidiği veya güncelliğini kaybettiği düşünülen bazı kısımlar yenilenmiştir.
Marka hakkının korunması üzerine yapılan bir çalışmada uygulama önemli bir yer tutmaktadır. Bu açıdan çalışmaya özellikle Sınai Mülkiyet Kanunu sonrası çıkan birçok önemli yargı kararı işlenmiştir.
Akademik çalışmaların yaşamaya devam etmesi, bir nevi yaşayan kitap olabilmesi için güncelleme büyük bir önem taşımaktadır. Okuyucuların bu baskıda eserden daha çok yararlanacağını ümit ediyorum. Elbette hiçbir çalışma eksiksiz ve kusursuz değildir. Bu nedenle her türlü eleştiri ve önerilerin paylaşılmasından memnuniyet duyacağımı, bunun çalışmayı daha da geliştireceğini belirtmek istiyorum.
Bir akademik çalışma okuyucu ile buluşuncaya kadar birçok kişinin doğrudan veya dolaylı emeği ile ortaya çıkar. Bu çalışmalar genellikle ailemizden ve sevdiklerimiz ve hatta kendimize ait zamanlardan yapılan fedakarlıklarla ortaya çıkar. O yüzden akademik çalışmaya bir virgül koymak tekrar bu haklara dönmek için bize iyi bir fırsat verir.
Marka hukuku, ülkemizde sınai mülkiyet alanının en dinamik konusunu oluşturmaktadır. 1995 yılındaki mevzuat değişikliğinden sonra hızla gelişmeye başlayan fikri mülkiyet hukuku, 2017 yılındaki Sınai Mülkiyet Kanunu ile yeni bir boyuta taşınmıştır.
Marka hukuku, sınai mülkiyet hukukunun bir alt dalını oluştursa da yarım asra yaklaşan bir zamandır gelişen uygulama ve yapılan her türden çalışmalar sayesinde birçok başlığı ile kendisi bağımsız bir geniş alan haline gelmiştir.
İlk baskısı 2016, ikinci baskısı ise 2019 yılında yapılan bu çalışma özellikle tecavüz niteliği taşıyan fiillere karşı marka hakkının korunmasına odaklanmıştır. Son baskı uzun bir zaman önce tükenmesine rağmen çalışmayı yenileme bugüne nasip olmuştur. Bu kapsamda kitapta sistematik düzenlemeler yapılmış, bazı alt başlıklar yeniden kaleme alınarak eskidiği veya güncelliğini kaybettiği düşünülen bazı kısımlar yenilenmiştir.
Marka hakkının korunması üzerine yapılan bir çalışmada uygulama önemli bir yer tutmaktadır. Bu açıdan çalışmaya özellikle Sınai Mülkiyet Kanunu sonrası çıkan birçok önemli yargı kararı işlenmiştir.
Akademik çalışmaların yaşamaya devam etmesi, bir nevi yaşayan kitap olabilmesi için güncelleme büyük bir önem taşımaktadır. Okuyucuların bu baskıda eserden daha çok yararlanacağını ümit ediyorum. Elbette hiçbir çalışma eksiksiz ve kusursuz değildir. Bu nedenle her türlü eleştiri ve önerilerin paylaşılmasından memnuniyet duyacağımı, bunun çalışmayı daha da geliştireceğini belirtmek istiyorum.
Bir akademik çalışma okuyucu ile buluşuncaya kadar birçok kişinin doğrudan veya dolaylı emeği ile ortaya çıkar. Bu çalışmalar genellikle ailemizden ve sevdiklerimiz ve hatta kendimize ait zamanlardan yapılan fedakarlıklarla ortaya çıkar. O yüzden akademik çalışmaya bir virgül koymak tekrar bu haklara dönmek için bize iyi bir fırsat verir.