İslam âlimleri, fıkıh ilmine ait hükümlerin mantığının kavranması amacıyla ve yeni karşılaşılan hukukî fiiller veya uyuşmazlıklara tatbik edilecek bir normun bulunmaması halinde takip edilecek yöntemin nasıl olması gerektiğine dair hukukun genel ilkesi denilebilecek bazı kurallar ortaya koymuştur. Bu kurallar İslam hukuku müktesabatında eşbah, nezâir, emsâl vs. isimler adı altında zikredilse de günümüz hukuk literatüründe genel olarak "küllî kaideler" başlığı altında ele alınmıştır. Şüphesiz bu ilkeler, İslam hukukuyla ilgilenen muhataplar dışında hukukun herhangi bir alanında ve hatta hukuk dışındaki sosyal ve beşeri ilimlerle alakadar olan herkes için yol gösterici niteliktedir. Bu noktada Türk hukuk tarihindeki ilk medeni kanun olan Mecelle'nin mukaddime kısmındaki doksan dokuz ilke, bir pozitif hukuk metninde yer alması itibarıyla da birçok çalışmaya konu olmuştur. Eser de bu doğrultuda yapılan çalışmaların bir numunesidir.
İslam âlimleri, fıkıh ilmine ait hükümlerin mantığının kavranması amacıyla ve yeni karşılaşılan hukukî fiiller veya uyuşmazlıklara tatbik edilecek bir normun bulunmaması halinde takip edilecek yöntemin nasıl olması gerektiğine dair hukukun genel ilkesi denilebilecek bazı kurallar ortaya koymuştur. Bu kurallar İslam hukuku müktesabatında eşbah, nezâir, emsâl vs. isimler adı altında zikredilse de günümüz hukuk literatüründe genel olarak "küllî kaideler" başlığı altında ele alınmıştır. Şüphesiz bu ilkeler, İslam hukukuyla ilgilenen muhataplar dışında hukukun herhangi bir alanında ve hatta hukuk dışındaki sosyal ve beşeri ilimlerle alakadar olan herkes için yol gösterici niteliktedir. Bu noktada Türk hukuk tarihindeki ilk medeni kanun olan Mecelle'nin mukaddime kısmındaki doksan dokuz ilke, bir pozitif hukuk metninde yer alması itibarıyla da birçok çalışmaya konu olmuştur. Eser de bu doğrultuda yapılan çalışmaların bir numunesidir.