Menfi Tespit Davası (İİK m. 72)

Stok Kodu:
9786052646861
Boyut:
17x25
Sayfa Sayısı:
624
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024 Şubat
Kapak Türü:
Ciltli
Kağıt Türü:
I.Hamur
Dili:
Türkçe
%10 indirimli
920,00TL
828,00TL
9786052646861
374397
Menfi Tespit Davası (İİK m. 72)
Menfi Tespit Davası (İİK m. 72)
828.00

538 sayılı Kanun'un İcra ve İflas Kanunu m. 72'ye eklediği düzenleme ile borçlunun takipten önce veya sonra takip konusu borcun bulunmadığının tespiti amacıyla menfi tespit davası açabileceği düzenlenmiştir. İİK m. 72’de düzenlenen menfi tespit davası, icra takibi üzerindeki etkileri ve sonuçları özel olarak düzenlenmiş maddi hukuk karakterli bir davadır. Borçlu bu dava ile takibe konu alacağın hiç veya artık mevcut olmadığını ileri sürebilmekte ve bu davada alacağı tedbir kararı ve nihai karar ile takibe etki edebilmektedir. Düzenleme temelde borçlunun icra takibindeki savunma imkanlarını genişletmekle birlikte, borçluya tanınan bu savunma imkanının kötüye kullanılmasının önünde geçilmesine ve takipte alacaklı-borçlu menfaatlerinin dengelenmesine hizmet etmektedir.

İİK m. 72’de menfi tespit davasının icra takibine etkisi, davanın icra takibinden önce veya sonra açılmasına göre farklı düzenlenmiştir. Buna göre icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında mahkeme teminat karşılığında icra takibinin durdurulmasına karar verebilmektedir. Buna karşılık icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında mahkemece takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilememekte ve fakat takipte elde edilen paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda tedbir kararı verilebilmektedir. Düzenlemeyle icra takibine sınırlı, ölçülü ve taraflar arasındaki menfaat dengesini gözeten bir etki öngörülmeye çalışılmıştır. Ancak davanın icra takibine etkisi konusundaki kanuni düzenlemenin uygulamadaki sorunlara cevap vermediği, yetersiz kaldığı hatta bazı durumlarda takibin tarafları bakımından telafisi güç durumlar meydana getirdiği söylenebilir. Çalışmada İİK m. 72’de düzenlenen menfi tespit davasının icra takiplerinde uygulanmasına ilişkin mevcut durumu ve halihazırda söz konusu olan eksik yönleri ve bunlara ilişkin düzenleme önerileri İsviçre ve Alman hukuku düzenlemeleri ve uygulamaları da dikkate alınarak ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

538 sayılı Kanun'un İcra ve İflas Kanunu m. 72'ye eklediği düzenleme ile borçlunun takipten önce veya sonra takip konusu borcun bulunmadığının tespiti amacıyla menfi tespit davası açabileceği düzenlenmiştir. İİK m. 72’de düzenlenen menfi tespit davası, icra takibi üzerindeki etkileri ve sonuçları özel olarak düzenlenmiş maddi hukuk karakterli bir davadır. Borçlu bu dava ile takibe konu alacağın hiç veya artık mevcut olmadığını ileri sürebilmekte ve bu davada alacağı tedbir kararı ve nihai karar ile takibe etki edebilmektedir. Düzenleme temelde borçlunun icra takibindeki savunma imkanlarını genişletmekle birlikte, borçluya tanınan bu savunma imkanının kötüye kullanılmasının önünde geçilmesine ve takipte alacaklı-borçlu menfaatlerinin dengelenmesine hizmet etmektedir.

İİK m. 72’de menfi tespit davasının icra takibine etkisi, davanın icra takibinden önce veya sonra açılmasına göre farklı düzenlenmiştir. Buna göre icra takibinden önce açılan menfi tespit davasında mahkeme teminat karşılığında icra takibinin durdurulmasına karar verebilmektedir. Buna karşılık icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında mahkemece takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilememekte ve fakat takipte elde edilen paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda tedbir kararı verilebilmektedir. Düzenlemeyle icra takibine sınırlı, ölçülü ve taraflar arasındaki menfaat dengesini gözeten bir etki öngörülmeye çalışılmıştır. Ancak davanın icra takibine etkisi konusundaki kanuni düzenlemenin uygulamadaki sorunlara cevap vermediği, yetersiz kaldığı hatta bazı durumlarda takibin tarafları bakımından telafisi güç durumlar meydana getirdiği söylenebilir. Çalışmada İİK m. 72’de düzenlenen menfi tespit davasının icra takiplerinde uygulanmasına ilişkin mevcut durumu ve halihazırda söz konusu olan eksik yönleri ve bunlara ilişkin düzenleme önerileri İsviçre ve Alman hukuku düzenlemeleri ve uygulamaları da dikkate alınarak ayrıntılı bir şekilde ele alınmıştır.

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat