Ceza Muhakemesinde Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı

Stok Kodu:
9786052643600
Boyut:
16x23,5
Sayfa Sayısı:
214
Basım Yeri:
Ankara
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2023 Temmuz
Kapak Türü:
Karton Kapak
Kağıt Türü:
I.Hamur
Dili:
Türkçe
%10 indirimli
310,00TL
279,00TL
Bu üründen 1 adet satın alınmıştır.
9786052643600
372735
Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı
Soruşturmaya Yer Olmadığı Kararı Ceza Muhakemesinde
279.00

Her kitabın bir hikâyesi vardır. Bu kitabın hikâyesi, 2001-2004 yılları arasında Cumhuriyet savcılığı yaptığım Kırklareli’nin Kofçaz ilçesine dayanmaktadır. Bir çuval ceviz satıp bedelini tahsil edemeyen müşteki, şikâyet dilekçesiyle Cumhuriyet başsavcılığının yolunu tutmuştu. Olayın hukuki ilişki çerçevesinde kalması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermem üzerine müşteki, bu kez dönemin Adalet Bakanı’na mektup yazma yolunu seçmişti. Mektup; Bakan ve eşine selam ve bayram kutlamasıyla başlayıp, ellerinin öpülmesiyle devam ediyordu. Bu mektup, Adalet Bakanlığı tarafından başsavcılığa gönderilerek soruşturma yapılması ve sonucun bildirilmesi istenmişti. Suç isnadı içermeyen bir dilekçeden iki soruşturma çıkmıştı ve iki ayrı kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmişti.

Soruşturmaya yer olmadığı kararı o gün kanunda var olsaydı, bir alacak meselesi, soruşturmaya kaydedilmeyecek ve borcunu ödemeyen kişi borçlu sıfatı ile kalacak, şüpheli (o zaman yürürlükte olan CMUK’a göre “sanık”) sıfatını almayacaktı. Cumhuriyet savcılığı döneminde farklı, ilginç ihbar ve şikâyetlere şahitlik ettim. Bunların bir kısmından arşiv dahi oluşturulabilir. Ancak hiçbir mesnedi olmayan, kabul edilmemesi gereken dilekçelerin dahi Anayasa m. 74’e göre dilekçe hakkı çerçevesinde kabul edilmek zorunda olması, birçok kurum gibi başsavcılıkları da zor durumda bırakmaktadır. Özellikle son yıllarda “çamur at izi kalsın” mantığıyla kişilerin ağır isnatlara, iftiralara maruz kaldığı bilinmektedir. Bu genel ve soyut ihbarlara karşı soruşturmaya yer olmadığı kararı kurumu, ihdas edilmiştir. Bu hüküm, olağanüstü hal dönemindeki bir KHK ile getirilmesine karşın lekelenmeme hakkı bakımından güvence sağlayan özel bir düzenleme niteliğindedir.

Her kitabın bir hikâyesi vardır. Bu kitabın hikâyesi, 2001-2004 yılları arasında Cumhuriyet savcılığı yaptığım Kırklareli’nin Kofçaz ilçesine dayanmaktadır. Bir çuval ceviz satıp bedelini tahsil edemeyen müşteki, şikâyet dilekçesiyle Cumhuriyet başsavcılığının yolunu tutmuştu. Olayın hukuki ilişki çerçevesinde kalması nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığı kararı vermem üzerine müşteki, bu kez dönemin Adalet Bakanı’na mektup yazma yolunu seçmişti. Mektup; Bakan ve eşine selam ve bayram kutlamasıyla başlayıp, ellerinin öpülmesiyle devam ediyordu. Bu mektup, Adalet Bakanlığı tarafından başsavcılığa gönderilerek soruşturma yapılması ve sonucun bildirilmesi istenmişti. Suç isnadı içermeyen bir dilekçeden iki soruşturma çıkmıştı ve iki ayrı kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmişti.

Soruşturmaya yer olmadığı kararı o gün kanunda var olsaydı, bir alacak meselesi, soruşturmaya kaydedilmeyecek ve borcunu ödemeyen kişi borçlu sıfatı ile kalacak, şüpheli (o zaman yürürlükte olan CMUK’a göre “sanık”) sıfatını almayacaktı. Cumhuriyet savcılığı döneminde farklı, ilginç ihbar ve şikâyetlere şahitlik ettim. Bunların bir kısmından arşiv dahi oluşturulabilir. Ancak hiçbir mesnedi olmayan, kabul edilmemesi gereken dilekçelerin dahi Anayasa m. 74’e göre dilekçe hakkı çerçevesinde kabul edilmek zorunda olması, birçok kurum gibi başsavcılıkları da zor durumda bırakmaktadır. Özellikle son yıllarda “çamur at izi kalsın” mantığıyla kişilerin ağır isnatlara, iftiralara maruz kaldığı bilinmektedir. Bu genel ve soyut ihbarlara karşı soruşturmaya yer olmadığı kararı kurumu, ihdas edilmiştir. Bu hüküm, olağanüstü hal dönemindeki bir KHK ile getirilmesine karşın lekelenmeme hakkı bakımından güvence sağlayan özel bir düzenleme niteliğindedir.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat